O parçalar çıkarılmayacak

Düşürülmedi, düştü dedim.
“Amannnnn çok biliyorsun” dediler.
Oysa en az 10 uzmana danıştım.
Emekli olmuş pilotlarla konuştum.
Öyle durduk yere düştü demedim yani.

Ama memlekette o kadar çok savaş çığırtkanı var ki,
Barış dediğin zaman koca dağlara çarpıyor.
Çarpması bir yana,
Hakaretlerin, küfürlerin bini bir para.

Düşürülünce kin ve intikam duygularımız depreşiyor ya,
“Hadi bu akşam şöyle gidip Şam’a kadar girelim” daha kolay geliyor.
Başbakan savaş istemeyenleri “hain” , Esad’ın işbirlikçileri ya da Baaz Partisi’nin Türkiye Şubesi görünce,
Ondan cesaret alıp küfretmek daha kolay tabi.

Okumaya, araştırmaya sorup soruşturmaya ne gerek var.
Devletlumuz öyle buyurduysa doğrudur.
Gerisi fasa fiso.
O da olmazsa glu glu dansı…

Oysa hem Rusya hem de ABD olayın aslını biliyor.
Bilmekle de kalmayıp ellerindeki bilgi ve belgeleri veriyor.
Düşürüldü demiyorlar asla, düştü diyorlar.
Bir açıklamayız, Türkiye açıklasın demeye getiriyorlar.
Açıklamayız.

Açıklarsak, bildiklerimizi unutmaya mecburuz çünkü.
Yaşadıklarımız travmaya dönecek.
“Hadi yaaaa, öylemiymiş” diyeceğiz.
Balık hafızalı olmaya zorlanınca sonuçları da ağır oluyor.
İşte size 2007 yılında yaşanan ve yine üzüldüğümüz Konya’daki tıpatıp aynı bir kazanın video görüntüleri.
http://www.liveleak.com/view?i=710_1237380469
Gözlerinizi kırpmadan seyredin bakalım yüreğiniz ne diyecek?
Ya da biraz araştırmaya zahmet ederseniz,
İşte size düşen uçağın alçak irtifa ve düşük hızda geçmiş yıllardaki yaşanan olaylarının kayıtları:
http://www.ejection-history.org.uk/Country-By-Country/Turkey.htm

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası dedi ki,
“Uçağımızı bulan Natilius, arıza nedeniyle bölgeden ayrıldı. Biz de kendi gemilerimize benzeri ekipmanları monte ederek araştırmayı sürdüreceğiz.”
Yani;
Tak diye aldık, şak diye takacağız.
Ne alacağız, nasıl alacağız, iki günde nasıl gelecek, beş günde nasıl monte edilecek, bir haftada nasıl çıkarılacak hiç kimse sormadı.
Öyle dediler, öyledir.
Madem bunu yapacaktık, neden Natilius’un arızasının giderilmesine yardımcı olmadık?
O daha kolay değil miydi?
Değilmiş.
Madem bu kadar kolaydı, bu zamana kadar neden yapmadık?
O da belli değil.
Devlet erkanına milyon dolarlık uçaklar alınıp, milyon dolarlara dayanıp döşeneceğine, yapsaydık ya madem böyle bir gemi.
Yok, illa ki yumurta gelecek kapıya kadar.

Biliyorum yine içinizden küfür edenler, çaktırmadan aba altından sopa gösterenler olacak.
Ama ben yine de doğru bildiğimi yazacağım.
O uçak düşürülmedi düştü.
Hatta bir adım daha ileri gidiyorum.
O uçağın nasıl düştüğünü ispatlayacak parçaları asla sudan çıkarılmayacak.
Çıkarılamayacak demiyorum, çıkarılmayacak.
Arıza olacak, eksik kalacak, derinde kalacak ama sonunda aradan aylar geçecek ve şöyle bir açıklama duyacağız:
“Düşme nedenini belirleyecek parçaların tamamı çıkarılamadığı için, kesin bir sonuca ulaşılamamıştır…”
Biz zaten bu açıklama yapıldığında ooooooonlarca konuyu atlamış, başka krizleri tartışıyor olacağız.

Son bir anımsatma…
Natilius şehit pilotlarımızı ararken ABD Ankara Büyükelçisi Ricardione de gemideymiş.
Ne işi vardı acaba?
Denizi mi çok seviyor?
Çok mu meraklı?
Yoksa müstemleke valisi mi?
Yoksa bize güvenmiyor da “gidip olay yerinde göreyim de raporumu öyle mi yazayım” dedi?
Senin ne işin var diye soran bir tek kişi gördünüz mü?

İnsanlık hali böyle bir şey işte.
Kazanın doğurduğuna inanırsanız, öldüğüne de inanmak zorundasınız.

Yorum bırakın