Mesele olmakta değil

Atatürk Amasya ziyaretindedir.
Vali konağında yörenin ileri gelenleri ile bir sohbettedir.
Bir ara tam karsısında oturan birine takılır gözleri.
Yaşı ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakalıyla Atatürk’ün dikkatini çeker.
Atatürk, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar:
“Kimdir bu?”
Vali yanıt verir:
– Efendim kendisi Şıh’tır. Yörede çok hatırı sayılır.
Atatürk Şıh’ı yanına çağırır.
“Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Sakalını en azından Peygamber efendimizinki gibi kısaltsan” diyerek eliyle de boyun altı hizasını gösterir.
Şıh;
– Emrin olur Paşam diyerek yerine gider.

***

Aradan zaman geçer, bir aksam Atatürk Amasya’daki Şıh’ı hatırlar ve Vali’yi telefonla arayıp durumu sorar.
Vali, Şıh’ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır. Atatürk telefonu kapatır, kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği’ne tebliğ etmesini ister.

***

Ertesi gün Amasya’dan bir haber gelir ki Şıh Efendi Ata’yı görmek üzere Ankara’ya yola çıkmıştır.
Şıh gelir, Ata’nın karsısına çıkar.
Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet bastan sona değiştirilmiş, bambaşka bir görünüme bürünülmüştür.
Atatürk’ün arkadaşları değişimi anlayamaz ve sorarlar;
– Paşam, o Şıh ki sakalına el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız?
Ata gülümser,
“Dün aksam Amasya Valiliği’ne bir yazı gönderdim ve Şıh’ı Afyon’a vali atadığımı bildirdim” der.
Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına yeni yazıyı da Şıh’a vermesini söyler.
Yazıda söyle yazmaktadır
“İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselene gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım. Kal sağlıcakla…”

***

Cumartesi günü için kıssadan hisse:
Mesele olmakta değil.
Bugün başkan, yarın vali olursun.
Sonra vekil, sonra başvekil.
En sonunda Çankaya’da oturursun.
Dün ne dediğini, yaptığını unutmayacaksın.
Dün terörist dediğine bugün yol arkadaşım,
Dün öfkeli çocuklar dediğine bugün terörist dersen.
Nerede oturduğunun,
Hangi koltuğu işgal ettiğinin hiç bir önemi yok…

***

Koltuk meselene gelince;
Bu uğurda nelerden vazgeçtiğini,
Hangi gömleği çıkarıp, hangi kazağı giydiğini iyi bildiğimizden,
Rahat ol…
Bu memleket deliden padişah gördü, korkmadı.

Senden hiç korkmaz…

Yorum bırakın